| Englisch | Türkisch | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | depend upon v. | bağlı olmak | ||
|
Who would believe that their renewal would depend upon the Council's agreement to Mugabe visiting Paris! Onların yenilenmesinin Konsey'in Mugabe'nin Paris'i ziyaret etmesini kabul etmesine bağlı olduğuna kim inanır! More Sentences |
||||
| Phrasals | ||||
| Phrasals | depend upon v. | itimat etmek | ||
| Phrasals | depend upon v. | güvenmek | ||
| Englisch | Türkisch | |||
|---|---|---|---|---|
| Phrasals | ||||
| Phrasals | depend upon (someone or something) v. | (birine/bir şeye) güvenmek | ||
|
You can't depend upon that. Buna güvenemezsin. More Sentences |
||||
| Phrasals | depend upon (someone or something) v. | (birine/bir şeye) bağımlı olmak | ||
|
It is often necessary to depend upon others. Sıklıkla başkalarına bağımlı olmak gerekir. More Sentences |
||||
| Phrasals | depend upon (someone or something) v. | (birine/bir şeye) itimat etmek | ||
| Phrasals | depend upon (someone or something) v. | (birine/bir şeye) bağlı olmak | ||
| Phrasals | depend upon (someone or something) v. | (belli koşullara) bağlı olmak | ||
| Phrasals | depend upon (someone or something) v. | (biri/bir şey) tarafından belirlenmek | ||
| Phrasals | depend upon (someone or something) v. | (birine/bir şeye) bel bağlamak | ||
